mai ve küreselleşme karşıtı çalışma grubu |
NİYET MEKTUBU - 19 |
T.C. Ankara,
18 Ocak 2002 Mr.
Horst Köhler Sayın
Bay Köhler |
1. 1990’lı
yıllardan beri süregelen yüksek kronik enflasyonu ve bununla bağlantılı olarak
büyümeyi kısıtlamakta olan makroekonomik istikrarsızlığı yenmek, Türkiye’nin
ekonomik reform programının başından beri en temel iki hedefi olmuştur. 1999
yılının Aralık ayında uygulamaya konulan üç yıllık orjinal programın, 2001
yılının Şubat ayında ortaya çıkan kriz de dahil olmak üzere çeşitli olaylar
sebebi ile yeniden gözden geçirilmesi ve güçlendirilmesi gerekmiş olmakla birlikte,
program kapsamında önemli ilerleme sağlanmıştır. Kamu borcunun sürdürülebilirliğine
yardımcı olmak üzere, çok geniş kapsamlı bir mali uyum gerçekleştirilmiştir. Kamu
bankalarının operasyonel ve finansal yeniden yapılandırmaları ile özel sektör
bankalarının denetlenmesi ve düzenlenmesinin güçlendirilmesini kapsayan bir
bankacılık sektörü reformu yapılmıştır. Aynı zamanda enflasyonla mücadele, gerek
program kapsamında ilk uygulanan bir döviz sepetine bağlı olarak TL’nin önceden
belirlenmiş değerinin esas alındığı döviz kuru rejimi sırasında, gerekse de
Şubat 2001’de geçilen dalgalı döviz kuru rejimi sırasında sürdürülmüştür.
Son olarak, özelleştirmeyi kolaylaştıracak refomlar da dahil olmak üzere çeşitli
vesilelerle özel sektörün ekonomideki rolü geliştirilmiştir.
2002-04
Dönemine İlişkin Strateji ve Hedefler
·
Önemli
miktarlarda kamu sektörü faiz dışı fazlaları sağlanmaya devam edilecektir: Böylelikle,
borç pozisyonu güçlendirilecek ve piyasaların güveninin yeniden tesis edilmesi
mümkün kılınacaktır. 2003 yılında da faiz dışı fazla, 2002 yılı için
hedeflenen GSMH’nın % 6.5’i seviyesinde gerçekleştirilecek olup, izleyen yıllarda
bu faiz dışı fazla hedefi, ancak borç/GSMH oranında halihazırda öngörülen
düşüşten çok daha hızlı bir düşüş sağlanması halinde azaltılacaktır. Bu
hedeflere ulaşılması için, harcama ve vergi sistemlerinde güçlü temel reformlar
uygulamaya konulacak olup, aynı zamanda sosyal alanlarda yapılacak harcamaların yeterli
miktarda kalması temin edilecektir. ·
Dalgalı
döviz kuru rejimi uygulaması altında enflasyon hedeflemesine geçilecektir.
Bu uygulama orta dönemli bir enflasyonu düşürme yolunun önceden ilan edilmesini
içermektedir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) para politikasını, enflasyonun
2002 yılında %35, 2003 yılında % 20 ve 2004 yılında %12 seviyesi ile sınırlı
tutacak şekilde idare edecektir. Bu hedeflere ulaşılabilmesini teminen, hükümet
program süresinde, ücret ve fiyatların geçmiş döneme endekslenmesi uygulamasının
kaldırılması için kararlı adımlar atacaktır. ·
Bankacılık
sektörünün yeniden yapılandırılması tamamlanacaktır.
Böylelikle, finansal istikrar sağlanacak ve kredilerin en etkin kullanımlara
yöneltilmesine yardımcı olunacaktır. Bu kapsamda, özel bankacılık sektörünün
güçlendirilmesi, müdahale edilen bankaların etkin bir şekilde çözüme
kavuşturulması, kamu bankalarının nihai olarak özelleştirilmelerini teminen
operasyonel yeniden yapılandırılmalarına devam edilmesi ve denetleme ile düzenleme
fonksiyonlarının daha da geliştirilmesi öngörülmektedir. ·
Özel sektörün ekonomideki rolü geliştirilecektir.
Bu amaca yönelik olarak, özelleştirme hızlandırılacak, şirket borçlarının
yeniden yapılandırılmaları kolaylaştırılacak, iş ortamı (Yatırımcı
Konseyi’nin de oluşturulması dahil olmak üzere) geliştirilecek, ve yerli ve
doğrudan yabancı yatırım teşvik edilecektir. Program süreci sonunda, tüm büyük
KİT’lerin yeniden yapılandırmalarının tamamlanması ve bir çoğunun
özelleştirilmesi öngörülmektedir. ·
Kamu sektörü reformu tamamlanacaktır. Kamu
sektörü reformu, kamu kaynaklarının idaresinin ve etkinliğinin kalıcı bir şekilde
artırılmasını amaçlamaktadır. Bu alanda odaklanılacak konular, kamu hizmetinin
reforma tabi tutulması, kamu mali hesaplarının birleştirilmesine devam edilmesi, ve
mali raporlamaların ve şeffaflığın geliştirilmesi olacaktır. 10. Bütün bu genel çerçeve içinde, ekonomi
politikaları beklenmeyen gelişmelere esnek bir şekilde cevap verecektir. Ekonomik
gelişmeler ve ödemeler dengesinin durumu, 11 Eylül şokunun etkileri ve süresine, ve
yatırımcı güvenin yeniden tesisine bağlı olacaktır. Ödemeler dengesi beklenenden
daha iyi bir sonuç verirse, ilk etapta döviz rezervlerinin artırılması ve para
politikasının enflasyon hedefini riske atmayacak şekilde uyarlanması
öngörülmektedir. Ödemeler dengesi performansının öngörülenin çok üzerinde ve
uzun vadeli olması ve genel borç pozisyonunun beklenenden iyi olması halinde de, Fon
kaynaklarının öngörülen takvimden daha önce geri ödenmesi veya Fon kaynaklarından
yapılması planlanan kullanımlardan feragat edilmesi konusunda hazırlıklı
olunacaktır. Gelişmelerin beklenenden daha az elverişli olması halinde ise, program
kapsamındaki ihtiyatlı mali ve para politikası uygulamaları ve güçlü reform
gündemi, piyasaların güvenini tazelemeye yardımcı olacak ve böylelikle de ülkemizin
güvende olmasını temin edecektir. Bununla birlikte, koşullar önemli ölçüde
bozulursa ve piyasa güveninin oluşturulması yavaş olursa, borç durumunun
yönetilebilir kalmasını sağlayabilmek amacıyla mali politikalar daha da
güçlendirilecektir. Bu mektupta açıklanan politika ve tedbirlerin programın
hedeflerini gerçekleştirmek için yeterli olduğuna inanılmaktadır, ancak gerekirse
programın yolunda gitmesi için Fon ile yakın istişare içinde ek tedbirler almaya
hazır bulunulacaktır. Stand-by düzenlemesi sona erdikten sonra da, tüm kredi
dilimlerinin geri ödemeleri sona erene kadar, Fon ile ödemeler dengesi politikaları
konusunda, Fon’un bu konuya ilişkin uygulamaları doğrultusunda istişarede
bulunulmaya devam edilecektir. 2002
yılı Programı Kamu
Maliyesi
13.
GSMH’nın %6.5’i oranında faiz dışı fazlasına ulaşılmasına katkıda bulunmak
üzere ilave bazı tedbirler önkoşul olarak uygulanacaktır: Gelirler
açısından, Bakanlar Kurulu konsolide bütçe vergi gelirlerinden büyükşehir
belediyelerine ayrılan payın % 4.1 seviyesine düşürülmesine ilişkin bir karar
alacaktır. Harcamalar açısından, kamu
kuruluşlarında istihdam edilen memur, işçi ve sözleşmeli personele yönelik işten
ayrılma kurallarının hayata geçirilmesi amacına yönelik olan bir genelge
yayımlanacak ve Maliye Bakanı küçük ölçekli çiftçilere Doğrudan Gelir
Desteği’ne yeterince kaynak ayrılmasını teminen harcamalara ilişkin ödenekler
arası kaydırma yapmayı onaylayacaktır. Ödenekler arası kaydırma gereklidir, zira,
Meclis’te kabul edilen bütçe, tarımsal primleri azaltmamış ve doğrudan gelir
desteğini öngörülen boyutta artırmamış olup, Doğrudan Gelir Desteği’ndeki
artışları finanse edebilmek için şeker ve elektrik şirketlerine yapılacak
transferlerin azaltılmasını öngörmektedir. 14. Diğer bazı tedbirler daha uzun zaman
gerektirmeleri sebebiyle uygulamaya yılın ileri zamanlarında konulacaktır. 2002
yılı Şubat ayı başında Akaryakıt Tüketim Vergisi (doğalgaz dışındaki kalemler
için) reel olarak % 1 artırılacaktır. Maliye Bakanı, konsolide bütçeye tabi
kuruluşların bölge müdürlüklerinin ve diğer bölge müdürlüklerinin
kapatılmasıyla sağlanacak tasarrufları 2002 yılı Mart ayı sonuna kadar belirleyecek
(yapısal kriter) ve ilişkili bütçe
ödeneklerinin bütçede bloke edilmesini sağlayacaktır. KİT’ler, maliyet düşürme
talimatlarıyla uyumlu olarak bütçelerini onaylayacaktır. Yıl içerisinde kamu
gelirlerini güvence altında tutmak amacıyla (aşağıda açıklanan) vergi reform
planı kapsamında yer alanların dışında yeni vergi istisna veya teşvikleri
öngörülmeyecektir. Ayrıca, KİT gelirlerinin güvence altında tutulması
bakımından, KİT’ler için KİT’lerin yönetimlerince ticari sebeplerle
kararlaştırılanların dışında yeni bedelsiz veya tarife altı fiyat uygulamaları
öngörülmeyecektir. 15.
2002 yılında kamu sektörünün ilave unsurları
da program kapsamında izlenecektir. Konsolide kamu sektörünün faiz dışı
fazlasına ilişkin performans kriterine ek olarak (Ek D), program, kamu sektörünün
diğer unsurlarının faiz dışı fazlasına ilişkin gösterge niteliğinde altışar
aylık bir hedef içerecektir (Ek E). 2002 yılında, bu yeni hedef, Sosyal Yardımlaşma
ve Dayanışma Fonu’nu, 10 KİT’i, eğitim ve sağlık ile ilgili tüm döner
sermayeleri, il özel idarelerini ve İller Bankası’nı kapsayacaktır. 2003 yılında
da, program kapsamına 10 ilave kamu iktisadi teşebbüsü ve nüfusu 50,000’in
üzerinde olan belediyeler alınacaktır. Program aynı zamanda, konsolide kamu
sektörünün genel dengesine ilişkin gösterge niteliğindeki bir hedefi kapsayacaktır
(Ek F). Borç verme eksi geri ödeme büyüklüklerine ilişkin baz senaryo belirlenmiş
(Ek G) olup, bu tutarların altındaki miktarlar, faiz dışı fazlaya ilişkin performans
kriteri hesaplarında dikkate alınmayacaktır. 2003 yılında, tüm borç verme eksi geri
ödeme tutarı, hesaplanan rakamlara dahil edilecektir. Kamu
borç yönetimi 16. Son
bir kaç ay içinde, Hazine, iç borcun vadesini uzatmayı ve yatırımcı katılımını
daha geniş bir tabana yaymayı, dünya piyasalarındaki dalgalı koşullara rağmen
başarmıştır. Hazine
tahvillerinin ortalama vadesi Kasım ayında yaklaşık olarak 6 aya çıkarılmıştır
ki bu vade, Mayıs ayından bu yana en uzun vade olup, artan piyasa güvenini
göstermektedir. Vergi muafiyet sınırının yükseltilmesi ve iç piyasa koşullarının
düzelmesi ile bireysel yatırımcıların elindeki kağıtlar artış göstermiştir.
Sigorta şirketleri ve yabancı yatırımcıların artan talebi ile, bu durum yatırımcı
tabanının genişlemesini sağlamıştır. Aynı zamanda, Hazine, yılın son
çeyreğinde uluslararası piyasalarda 1.5 milyar ABD doları tutarında tahvil ihraç
ederek, uluslararası piyasalardaki zorlu koşullara rağmen, beklentileri aşmıştır.
·
2002
yılının Ocak ayında, uygulamasına 2000 yılı Kasım ayında ara verilen, Değişken Faizli Kağıt ihraçları programı
tekrar uygulamaya alınacaktır. Bu program, Hazine borçlarının vadesini uzatmak
suretiyle, Hazine’nin brüt borçlanma gereğini düşürecek, aynı zamanda da,
bankaların faiz oranı riski ve likiditeye ilişkin endişelerine cevap verecek bir
enstrüman sağlayacaktır. İlk ihraç öncesinde, değişken faizli kağıt
piyasasının likiditesinin artırılmasını teminen sözkonusu kağıtların fiyat ve
getiri hesaplamalarında uluslararası uygulamalara uygun revize standart metodlar,
birincil ve ikincil piyasalarda kullanılmak üzere Hazine tarafından; teminat
değerlemeleri sırasında kullanılmak üzere, Merkez Bankası ile İstanbul Menkul
Kıymetler Borsası tarafından ilan edilecektir. Hazine ve Bankacılık Denetleme ve
Düzenleme Kurumu (BDDK) kendi üzerlerine düştüğü kadarıyla, bankaların uygun faiz
oranı riski değerlemesi yöntemlerini tam olarak anlamalarını temin edeceklerdir. ·
İç
borç piyasasındaki likiditenin daha da artırılmasını teminen, 2002 yılı Eylül
ayı sonuna kadar piyasa yapıcıları programı
yeniden başlatılmış olacaktır (yapısal kriter). Aday piyasa yapıcıları ile
görüşmeler halihazırda devam etmektedir. Program kapsamında, piyasa yapıcıları,
ihalelerde asgari seviyede kağıt alımını; ve Hazine bonoları ve devlet iç
borçlanma senetlerinin doğrudan alım-satımı işlemleri ile senetlerin ödünç
verilmesi için piyasa oluşturulmasını taahhüt edecektir. Hazine, aynı zamanda,
piyasada referans kağıt eksikliği olduğunda diğer kağıtların referans kağıtlarla
değiştirilebileceği bir ödünç verme piyasasını tamamen kendi belirleyeceği
koşullarla oluşturacaktır. ·
Kamu
kağıtları piyasalarındaki likidite, diğer
finansal enstrüman piyasalarındaki likidite ile desteklenecektir. Böylelikle,
bankalararası para piyasasının derinleştirilmesi ve aşağıda 25inci paragrafta
anlatıldığı şekilde bir Türkiye Bankalararası Fiyat Teklif Oranının (Turkish
Interbank Offer Rate) oluşturulması, borç yönetimini destekleyecektir. ·
Piyasa
koşulları elverdikçe, uluslararası piyasalara
ihraç edilen tahvillerin yanısıra, iç piyasaya döviz cinsi veya dövize endeksli
kağıt ihraç edilmesine, bir yandan gerek yatırımcı tabanının gerekse de
enstrümanların çeşitliliğini muhafaza ederken, diğer yandan da brüt iç borçlanma
gereğinin daha da düşürülmesini sağlamak amacıyla, devam edilecektir. ·
Hazine
Müsteşarlığı, iç ve dış borçlanmanın daha sıkı bir koordinasyon içerisinde
yapılması da dahil olmak üzere, risk ve borç
yönetimini geliştirmek amacıyla, operasyonel mekanizması, prosedürleri ve
yapısına ilişkin bir çalışma yürütecektir. Bu çalışmanın tavsiyeleri 2002
yılı ortasına kadar hayata geçirilecektir. Bu uygulama, Hazine’nin toplam borçlanma
ihtiyacını ve yerli ve yabancı yatırımcıların benzer şekilde bu piyasalara
katıldıkları gerçeğini yansıtmak amacıyla, iki piyasada da uygulanacak borçlanma
yaklaşımında ortak kararların alınmasına müsaade edecektir. ·
Hazine,
TCMB ile eşgüdümlü hareket ederek nakit
yönetim operasyonlarını da geliştirecektir. ·
Hazine,
kurumsal yatırımcılar ve aracılarla ikili irtibatlar ve toplu görüşmelerde bulunmak
ve bireysel yatırımcılarla olan ilişkileri geliştirmek de dahil olmak üzere, bütün yatırımcılarla diyaloğunu
artıracaktır. Para
Politikası 20. Para
politikasının başlıca hedefi enflasyonu 2002 sonuna kadar yüzde 35 seviyesine
düşürmek olacaktır.
TCMB, sözkonusu amaca, başlangıçta parasal tabana yönelik hedefler belirleyerek, daha
sonra da ön koşulların oluşmasıyla resmi enflasyon hedeflemesi rejimine geçerek
ulaşacaktır. Bu amaca yönelik olarak, parasal taban seviyesine ilişkin performans
kriterleri ortaya koyan bir para programı oluşturulmuştur. 2002 yılı süresince,
yüzde 3 reel büyüme tahmini ve yüzde 35’lik enflasyon hedefimizle tutarlı olarak,
parasal tabanın yüzde 40 büyümesi hedeflenmiştir. Ancak, 2001 yılındaki deneyimler,
parasal tabana yönelik talebin tahmin edilmesinin güç olduğunu göstermiştir. Bu
nedenle, program gözden geçirilmeleri esnasında parasal tabana yönelik talebin
değerlendirilmesi üzerinde önemle durulacak olup, para talebinin program tahminlerinden
belirgin ölçüde saptığına dair sinyaller alınması halinde parasal taban hedefleri
revize edilebilecektir. Sözkonusu değerlendirmeler esnasında, mevduatların
dolarizasyonu, paranın dolaşım hızı ve kur değişimlerine yönelik göstergeler ve
getiri eğrisine ilişkin gelişmeler yakından takip edilecektir. 21. 2001
yılı Mayıs ayında, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na fiyat istikrarı hedefini
sürdürebilmesini teminen tam operasyonel bağımsızlık tanınması suretiyle,
enflasyon hedeflemesine geçilmesinde ilk önemli adım atılmış bulunmaktadır.
Merkez Bankası’nın bağımsızlığı, geçtiğimiz sene finansal piyasalarda yaşanan
çalkantılar süresince, enflasyonun kontrolden çıkmasını engelleyerek para
politikasının istikrara kavuşturulmasına yardımcı olmuştur. İleriye yönelik
olarak, hiçbir yeni Kanun veya düzenlemenin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Kanunu’yla temin edilmiş olan Merkez Bankası bağımsızlığına gölge
düşürmesine izin verilmeyecektir. Programa ilişkin güvenin yeniden tesis edilmeye
başlandığına dair halihazırda alınan sinyallerle birlikte Merkez Bankası’nın
bağımsızlığı enflasyonda belirgin ve sürdürülebilir bir düşüş yaşanmasında
önemli bir rol oynayacaktır.
·
Para piyasasının geliştirilmesi. Dalgalı kur
sistemi altında faiz oranındaki dalgalanma büyük ölçüde azalmıştır. Sonuç
olarak, bankalararası para piyasasının derinleştirilmesine ve Türkiye Bankalararası
Teklif Oranının hayata geçirilmesine (Turkish Interbank Offer Rate-TIBOR) ilişkin
koşullar halihazırda oluşmuş bulunmaktadır. Bu yenilik, kredilerin yanı sıra diğer
finansal araçların da (takas ve vadeli işlemler de dahil olmak üzere)
fiyatlandırılmasında önemli bir rol oynayacaktır. Bankalar arasında yapılan, para
piyasasının likiditesinin ve şeffaflığının arttırılması ve finansal araçlara
ilişkin güvenilir referans oranlarının belirlenmesi amacıyla en az üç ay vadeli
Türk Lirası cinsi bankalararası borçlanma referans faizinin oluşturulmasına yönelik
görüşmelerin, 2002 Şubat ayı sonunda kadar başarılı bir şekilde
sonuçlandırılması teşvik edilecektir. Buna ilaveten, TMSF bankalarının çoğunun
çözüme kavuşturulmasıyla ve özel bankacılık sisteminin güçlendirilmesi için
gerekli tedbirlerin alınmasıyla Merkez Bankası 2002 yılında üstlenmiş olduğu
bankalararası işlemlerde tarafsız aracılık (blind broker) rolünü (örneğin,
bankalar adına borçlanma gerçekleştirmesi) aşamalı olarak sona erdireceğini ilan
etmiştir. ·
Vadeli
işlem piyasalarının (forward and futures markets) geliştirilmesi. Vadeli
işlem piyasaları, belirsizliği azaltmaları
nedeniyle, başarılı bir dalgalı kur rejiminin önemli unsurlarındandır. Merkez
Bankası’nın başkanlığında Hazine Müsteşarlığı, Maliye Bakanlığı, BDDK,
Sermaye Piyasaları Kurulu, İMKB ve Türkiye Bankalar Birliği temsilcilerinden
müteşekkil ve sözkonusu piyasaların geliştirilmesinin yanısıra vadeli faiz oranı
piyasasının oluşturulmasını (interest rate futures rate) amaçlayan bir çalışma
grubu oluşturulmuş bulunmaktadır. Sözkonusu çalışma grubu 2002 yılı Ocak ayı
sonuna kadar vergilendirme (açık pozisyonların günlük değerlemelerinin işlem
vergilerinden muaf tutulması da dahil olmak üzere), muhasebeleştirme ve düzenleme
alanlarında somut adımları belirleyecektir. İlk tedbirler 2002 yılı Şubat ayı
sonuna kadar hayata geçirilecektir. Ek olarak, bankaların vadeli işlem piyasalarında
fiziksel olarak mevcut bulunma zorunluluğunda olmak yerine elektronik olarak işlem
yapmalarına izin verilecektir. Sözkonusu vadeli işlem piyasalarının (futures and
forward markets) oluşturulması ve derinleştirilmesi yolundaki ilerlemeler program
gözden geçirmelerinde yakından izlenecektir. ·
Kamu İktisadi Teşebbüslerinin döviz işlemleri.
Dalgalı döviz kurundaki değişimle tutarlı olarak, Özelleştirme İdaresi, 2002
yılı Ocak ayında portföyündeki kuruluşlara döviz işlemlerini Merkez Bankası resmi
kuru yerine piyasa döviz kuru üzerinden gerçekleştirme yetkisi verecektir. Petrol ve
doğal gaz şirketleri (TÜPRAŞ ve BOTAŞ) döviz uygulamalarını geliştirmek ve
dolayısıyla döviz piyasasındaki yüklü döviz işlemlerini en aza indirmek amacıyla
kamu bankalarıyla işbirliği yapacaktır. Buna ilişkin olarak, Hazine Müsteşarlığı
halihazırda BOTAŞ’a sözkonusu talimatı vermiş olup, bu kuruluşdan başlıca piyasa
katılımcılarından piyasa kotasyonu sormasının beklenmesi uygulaması (ve
böylelikle, kurumun döviz ihtiyacını belli etmesi) sona ermiştir.
Bankacılık
Reformu 27. Program,
bankacılık sektörünün ve 1999 yılından beri devam etmekte olan gözetim sisteminin
güçlendirilmesine devam edilmesini amaçlamaktadır. Sektöre
ilişkin başlıca odak noktaları; özel bankaların kuvvetlendirilmesi, Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından devralınan bankaların çözüme
kavuşturulması, kamu bankalarının verimliliğinin daha da artırılması (nihai hedef
olarak özelleştirilmesi), tahsil edilemeyen banka kredilerinin çözümüne yönelik
çerçevenin hayata geçirilmesi, ve ihtiyatlı düzenlemelerin ve denetimin daha da
geliştirilmesidir.
·
Kredi
sınıflandırılması, tahsil edilemeyen kredi karşılıkları ve teminatların
değerlendirilmesine ilişkin yasalar ve düzenlemeler, 2002 yılı Haziran ayı sonuna
kadar portföylerin gözden geçirilmesinin ardından gerektiği şekilde
değiştirilecektir. İlk adım olarak, tahsil edilemeyen kredi karşılıklarına
ilişkin halihazırda yürürlükte bulunan dört yıllık geçiş kuralını derhal
ortadan kaldıracak yasal değişiklik ön koşul olarak,
2002 Ocak ayında Meclis’ten geçirilecektir. ·
1
Ocak 2002 itibariyle sermaye yeterlilik oranının hesaplanması dahil piyasa risklerine
ilişkin banka bazında sermaye ihtiyaçları ile iç kontrol ve risk yönetimi
sistemlerinin izlenmesine ilişkin iki önemli düzenleme yürürlüğe girmiştir.
Dahası, Uluslararası Muhasebe Standartları (IAS) ile uyumlu, yeni bir muhasebe
sisteminin deneme mahiyetinde uygulanmasına 2002 yılı Ocak ayında başlanılacaktır (ön koşul). Bilanço-dışı repo işlemlerinin
bankaların bilançolarına dahil edilmesi 2001 yılı Aralık ayında ilan edilmiş olup,
1 Şubat 2002 tarihi itibariyle yürürlüğe girecektir. 1 Temmuz 2002 tarihinde
yürürlükte olacak şekilde, piyasa risklerine ilişkin sermaye ihtiyaçları, sermaye
yeterlilik oranı hesaplanırken konsolide bazda dahil edilecektir. Buna ilaveten, deneme
uygulamasının ardından BDDK uygulama sonuçlarını değerlendirecek ve bankaların
2002 sonu bilançolarını Uluslararası Muhasebe Standartları’yla uyumlu olarak
oluşturabilmelerini teminen, 2002 Haziran sonuna kadar yeni muhasebe standartlarına
ilişkin gözden geçirilmiş bir düzenleme yayımlayacaktır. (2002 yılı Haziran
sonuna ilişkin yapısal performans kriteri) . ·
Raporlama
yükümlülükleri, bağımsız değerlendirmelerin bulguları doğrultusunda
geliştirilecek olup, 2002 Haziran sonu itibariyle raporlamanın kaliteli ve zamanında
yapılması sıkı bir şekilde takip edilecektir. Şirket
Borçlarının Yeniden Yapılandırması 36. Şirket
borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin çerçeve, bankacılık
sektöründeki yeniden yapılandırmaları tamamlamak amacıyla güçlendirilmektedir.
Mevcut yasal, yargısal ve kurumsal çerçeve gerekli yapılandırmaların boyutlarına
göre yetersiz kalmaktadır. İlk adım olarak, şirketlerin birden çok sayıdaki orta ve
büyük ölçekli kreditörlere olan yükümlülüklerinin, her bir şirket için ayrı
ayrı değerlendirilmesi için Ocak 2002’de serbest piyasa temelli gönüllü bir
yaklaşım (“İstanbul Yaklaşımı”) uygulanmaya başlanılacaktır. Bankalar
Birliği çatısı altında, bu konudaki ilerlemeleri takip etmek üzere bir Teknik
Sekreterya ve anlaşmazlıkları çözmek amacıyla da bir Tahkim Paneli
oluşturulmuştur. Halk Bankası, kendi sorumluluk alanındaki kredileri, piyasa
koşulları üzerinden, yeniden müzakere etmekte ve yine piyasa koşulları üzerinden
küçük ve orta ölçekli şirketlere kredi sağlamaktadır. Borçların yeniden
yapılandırılması sürecinin hızlandırılması gereği karşısında, 2002 yılı
başında, Hazine’nin çatısı altında birden çok kurumun üyeliği ve özel
sektörün de katılımı ile bir Koordinasyon Komitesi oluşturulacaktır. Bu Komite,
şirket borçlarının yeniden yapılandırılması sürecini kolaylaştırmak ve izlemek
ile sorumlu olmanın yanısıra, bu süreçteki olası engelleri saptayarak, engellerin
ortadan kaldırılması için teklifler getirecektir.
Kamu
Sektörü Reformu
41. Kamu kaynaklarının kullanımında ve mali durumunda
en büyük iyileşmenin, başta etkin işlemeyen KİTlerde olmak üzere, aşırı istihdam
düzeyinin aşağı çekilmesinden kaynaklanması beklenmektedir. Sözkonusu durum,
kamu kesimindeki fiyatların büyük ölçüde artırılması ihtiyacını azaltarak
enflasyonu düşürmeye yardımcı olacak, kamu teşebbüslerinin etkinliğini artıracak,
ve birçok durumda özelleştirmeye yönelik zeminin oluşturulmasına katkı
sağlayacaktır. 3 Aralık 2001 tarihli Başbakanlık Genelgesi ile de desteklendiği
üzere, kamu işçileri için gönüllü emeklilik planı halihazırda başlatılmış
bulunmaktadır. 15,000 çalışan 2002 Ocak ayı ortasına kadar emekli edilmiş ya da
emekli edilecekleri tebliğ edilmiş olacaktır (ön
koşul). Ayrıca, (Dünya Bankası’nın yardımı aracılığıyla) Türk Telekom
A.Ş.’deki ve Özelleştirme İdaresi portföyünde yer alan şirketlerdeki fazla
istihdam belirlenmiş olup, sözkonusu işçilere gönüllü emeklilik teklifi
sunulacaktır. Sözkonusu teklifi kabul eden işçilerin en geç 2002 Mart ayı sonuna
kadar emekli edilmeleri sağlanacak ve gerekli ödemeler gerçekleştirilecektir. Aynı
zamanda 2002 Ocak sonuna kadar; (i) KİT’lerdeki tüm fazla istihdam ve kadrolar
(önceki analizlerimiz gözden geçirilerek ve kapsamı genişletilerek) saptanacak ve
(ii) tüm açık, doldurulmamış, atıl kadrolar ortadan kaldırılacaktır (Birinci Gözden Geçirmeye ilişkin ön koşullar). Gönüllü emeklilik teklifleri ve sadece
gerekli görüldüğü takdirde işten çıkarmalar vasıtasıyla, Haziran sonuna kadar
fazla işçi sayısı üçte bir oranında ve 2002 Ekim sonuna kadar kümülatif olarak
üçte iki oranında (ikinci hüküm bir yapısal
performans kriteridir) azaltılacaktır. 2003 Haziran sonuna kadar, kalan fazla
istihdam aşamalı olarak azaltılacaktır. Fazla istihdamı azaltmaya yönelik bu hedef
uyarınca hiçbir yeni işe alıma izin verilmeyecek ve boşalan ilgili kadrolar süratli
bir biçimde iptal edilecektir. KİT’lerin sözkonusu programa bağlı kalmaları üçer
aylık periyodlar halinde denetime tabi olacaktır. Sözkonusu hedeflere ulaşmaya
yönelik ilerlemeler, aynı zamanda programın ilk gözden geçirmeleri esnasında
değerlendirilecek başlıca hususlardan biri olacaktır. Sözkonusu eylem ile uzun
dönemli finansal tasarruf sağlanacak olması nedeniyle bu hareket planının net
maliyeti (ödenecek kıdem tazminatlarından ücret ödemelerinin sona ermesiyle elde
edilecek tasarrufun çıkarılması), 1,25 katrilyon TL’ye kadar, 2002 yılına ilişkin
faiz dışı fazla hedefimiz kapsamında değerlendirilmeyecektir.
·
Maliye
politikasının yasal çerçevesinin güçlendirilmesi amacıyla (i) Kamu Borçlanma
Kanunu kabul edilecek ve bu Kanunu destekler nitelikte iki genelge yayımlanacaktır (Birinci Gözden Geçirmeye ilişkin ön koşullar)
ve (ii) 2002 yılı Haziran ayı sonuna kadar uluslararası standartlarla uyumlu
nitelikleri haiz Mali Yönetim ve İç Kontrol Kanunu Meclis’e sunulacaktır (yapısal kriter). Mali Yönetim ve İç Kontrol
Kanunu bütçeleme, muhasebeleştirme, şeffaflık ve iç ve dış kontrolü
kapsayacaktır. ·
Kamu
mali hesapların birleştirilmesi sürecine devam edilmesi amacıyla, 2001 yılı sonu
için orijinal olarak belirlenmiş hedefe ulaşılmasını teminen 2002 yılı Mart ayı
sonuna kadar (yapısal kriter) 548 döner
sermaye daha (kalan 1981 döner sermaye arasından) kapatılacaktır. Aynı zamanda, 3418
sayılı Kanun kapsamında yer alan harcama ve gelirler Meclis’e sunulacak ve 2003
yılı Bütçe Taslağı’na dahil edilecektir. (17
Ekim 2002 tarihi itibariyle yapılması yapısal kriter). Bu kanun ve 4306 sayılı
Kanun kapsamındaki tahsisli gelirler de benzer şekilde kaldırılacaktır. Aynı zamanda
kalan 4 bütçe dışı fonun (Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu,
Savunma Sanayii Destekleme Fonu, Tanıtma Fonu ve Özelleştirme Fonu) işlemlerine
yönelik şeffaflık artırılacaktır. 2002 Temmuz ayı itibariyle sözkonusu fonları
düzenleyen kanuni hükümler bütçelerinin Meclis tarafından onaylanmasına,
hesaplarının dış denetime tabi olmasına (ve Meclis’e raporlanmasına), ve
sözkonusu fonların hesaplarının konsolide bazda, konsolide bütçe hesaplarıyla
birlikte aylık raporlanmasına olanak verecek şekilde değiştirilecektir (yapısal kriter). İleriye yönelik olarak, kalan
tek bütçe fonu (Destekleme Fiyat İstikrar Fonu) üç yıl içerisinde Dünya
Bankası’nın Tarım Reformu Uygulama Projesi sonuçlandığı zaman kapatılacaktır. ·
Mali
şeffaflığı artırmak amacıyla Meclis’e sunulacak 2003 yılı Bütçe Taslağı’na
(i) garantili borçlara ilişkin borç verme eksi geri ödeme ödeneği konulacak ve (ii)
muhasebeleştirme ve kodlama reformları tüm konsolide bütçeli kuruluşları kapsayacak
ve diğer genel kamu kesimi birimlerinde pilot bazda uygulanacak biçimde
genişletilecektir (17 Ekim 2002 tarihi itibariyle
yapılmaları yapısal kriter). Ayrıca, 2002 yılı Mart ayı sonuna kadar 2001
yılı sonu itibariyle ödeneklerin üstündeki taahhütlere ilişkin bir anket
tamamlanacaktır (yapısal kriter). 43. Sosyal
harcamalar artırılacak ve sosyal harcamaların hedefini daha iyi bulması
sağlanacaktır.
2002 yılında sosyal harcamalar reel bazda zaten ciddi biçimde artırılmaktadır. Ek
olarak, kamu sektöründeki istihdam azaltılmasının etkisi, (Dünya Bankası’nca
desteklenen Özelleştirme Sosyal Destek Projesi altında yer alan) iş gücünün
istihdam alanlarının daha verimli olacak biçimde değiştirilmesi ve yeniden istihdam
edilmesi programı vasıtasıyla ve ödemeleri 2002 yılında başlayacak olan işsizlik
sigortasıyla (böylece yeterli kıdem tazminatına hak kazanamayan işçiler korunmuş
olacaktır) giderilmeye çalışılacaktır. Diğer temel öncelikler: (i) çiftçilere
verilen doğrudan gelir desteğine ayrılan kaynakların artırılması (bunu desteklemek
için 2003 yılında tüm tarımsal prim ödemeleri kaldırılacaktır) ve (ii) Dünya
Bankası’nca desteklenen ve en fakir hane halkına giden sosyal güvenlik ağı
kaynaklarının artırılmasını amaçlayan Sosyal Riskin Azaltılması Projesi’nin
bütünüyle uygulanabilmesi olacaktır. Özel
Sektörün Rolünün Artırılması 44.
Program, özel sektör gelişiminin teşvik edilmesine özel önem vermektedir.
Bu kapsamda, Dünya Bankası’nın yakın işbirliği ile geliştirilen ana öğeler,
şirketlerin özelleştirilmesini, yerli ve yabancı yatırımların teşvik edilmesini,
iyi yönetişimin ve şeffaflığın geliştirilmesini kapsamaktadır. Kamuoyuna ve
yatırımcılara ekonominin gerçek anlamda yeni bir yapıya kavuşma sürecinde
olduğunun vurgulanması amacıyla iletişim politikası da geliştirilecektir. 45.
Özelleştirme stratejisi, özelleştirme kapsamındaki tüm büyük şirketlerin
satılmasına ilişkin hazırlık çalışmalarının 2002 yılında tamamlanmasını
amaçlamaktadır.
Özelleştirilmeleri için teknik hazırlıkları halihazırda tamamlanmış olan TÜPRAŞ
ve POAŞ’ın özelleştirilmesinin yanısıra, 2002 yılında Türk Telekom, Tekel,
Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş., THY, ERDEMİR, EUAŞ, TEDAŞ, BOTAŞ ve kamuya ait
arazilerin özelleştirilmesine ilişkin tüm hazırlık çalışmalarının
tamamlanmasını taahhüt etmekteyiz. Ayrıntılı olarak; ·
Kesin
zamanlaması piyasa koşullarına bağlı olmakla birlikte, Özelleştirme İdaresi’nin
POAŞ’ın halka arzının 2002 yılı Mart ayı sonuna kadar, TÜPRAŞ’ın halka
arzının 2002 yılı Haziran ayı sonuna kadar gerçekleştirmesi beklenmektedir. Bu,
TÜPRAŞ’ın devlete ait hisselerini %50’nin altına düşürecektir. Özelleştirme
İdaresi ayrıca, piyasa koşulları elverdiği anda, THY’nın birincil halka arzını
gerçekleştirmeye hazırdır. ·
Hükümet,
Aralık 2001’de Türk Telekom için Özelleştirme İhale Komisyonu atamıştır.
Komisyon’un orijinal olarak belirlenen 2001 yıl sonuna kadar revize edilmiş bir
özelleştirme planı hazırlaması mümkün olmamasına rağmen, Nisan 2002’de böyle bir planın Bakanlar Kurulu tarafından kabul
edilmesi sağlanacaktır (İkinci Gözden
Geçirme için ön koşul). Halihazırda uluslararası danışmanların yardımı ile
hazırlanmakta olan şirketleşme planı, özelleştirme planı için altyapı
sağlayacaktır. ·
Tütün
Kanunu 3 Ocak 2002 tarihinde Meclis tarafından kabul edilmiştir (böylelikle bu ön koşul yerine getirilmiştir).
Bir sonraki aşama olarak, TEKEL için bir özelleştirme planı hazırlanacak ve Eylül
ayı sonuna kadar Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilecektir. (Dördüncü Gözden Geçirmeye ilişkin ön
koşul) ·
Türkiye
Şeker Fabrikaları A.Ş.’nin özelleştirilme çalışmaları, ilk adım olarak 2002
Mayıs ayına kadar bir özelleştirme planının kabulü suretiyle sürdürülecektir.
Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. ve TEKEL’in başarılı bir şekilde
özelleştirilmesinin öncesinde büyük çaplı operasyonel yeniden yapılandırma
gereklidir, bu kapsamda, Dünya Bankası ile yakın işbirliği içinde çalışılarak
operasyonel yeniden yapılandırmalar hayata geçirilecektir. ·
Elektrik
sektöründe, mevzuatın açıklığa kavuşturulmasına bağlı olarak, işletme devir
hakkı sözleşmeleri askıya alınmış tüm projelerin derhal feshedilmesini sağlayacak
bir Bakanlar Kurulu Kararı’nın 2002 yılı Ocak ayında kabul edilmesi beklenmektedir.
2002 yılı Mart ayına kadar, Enerji Bakanlığı, hangi elektrik varlıklarının
özelleştirileceğini Özelleştirme İdaresi’ne bildirecektir ve 2002 yılı Nisan
ayına kadar dağıtım şirketleri için ön yeterlilik ihalesi yapılacaktır. ·
Doğal
gaz dağıtım şirketlerinin, Özelleştirme İdaresi’ne devrinin 2002 yılı Mart
ayına kadar tamamlanması beklenmektedir. ·
Özelleştirme
İdaresi, lisansları ETİ Holding’den devralınır alınmaz, portföyünde bulunan ETI
Krom A.Ş., ETI Elektrometalurji A.Ş., ETI Gümüs A.Ş.’nin satış çalışmalarını
başlatmaya hazırdır. ·
Özelleştirme
İdaresi, portfoyündeki ERDEMİR ile turizm ve gübre üretim varlıklarının satış
çalışmalarına devam edecektir. Özelleştirme idaresi portföyündeki küçük ve orta
ölçekli şirketlerin satış çalışmalarına da devam edecektir. ·
Son
olarak, 2001 yılında kamu arazi satışlarının artırılması amacıyla gösterilen
çabalar (yasal değişiklikler ve basitleştirilmiş prosedürler de dahil olmak üzere)
artırılarak sürdürülecektir. Anayasal sorunların yapılan yasal değişiklikleri
öngörülenden daha az etkili kılması nedeniyle, kamu arazi satışlarının önündeki
kalan engellerin en iyi hangi şekilde kaldırılabileceğini değerlendirmek üzere bir
çalışma başlatmış bulunuyoruz.
46. Türkiye’nin
yerli ve yabancı yatırımcılar için çok daha cazip bir ülke olması
amaçlanmaktadır.
2001 yılının ortasında son şekli verilen Yabancı Yatırımlar Danışmanlık
Hizmetleri (FIAS) raporunda belirlenen adımların takibi kapsamında yapılacakların
listesi, Bakanlar Kurulu’na gönderilmiştir ve Ocak 2002’de kabul edilmesi
beklenmektedir (ön koşul). Sözkonusu eylem
planı kapsamında tasarlandığı gibi: ·
Yabancı
Yatırımlar Danışmanlık Hizmetleri Biriminin bulguları ile uyumlu olarak hazırlanan
doğrudan yabancı yatırımlara ilişkin yeni bir yasa tasarısı 2002 yılı Mayıs ayı
sonuna kadar Meclis’e sunulacaktır (yapısal
kriter); ·
Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanan çalışma izinlerine ilişkin
yasa tasarısı 2002 yılı Mart ayı sonuna kadar Meclis’e sunulacak ve yeni Kanun
Meclis tarafından onaylanır onaylanmaz, yabancı sermayeli şirketler tarafından
yabancı personel istihdam edilmesine ilişkin uygulama prosedürleri ile ilgili bir
genelge 2002 yılı Nisan ayı sonuna kadar yayımlanacaktır; ·
Yatırım
teşviği almak için gerekli belgelerin sayısının azaltılmasına ilişkin mevzuat
2002 yılı Şubat ayı sonuna kadar tamamlanacaktır; ·
Gümrüklerdeki
işlemlere ilişkin olarak, çalışanların ahlaki görev ve uygulama esasları 2002
yılı Şubat ayı sonuna kadar oluşturulacak ve uygulamaya konulacaktır; ve ·
Türk
Patent Enstitüsü’nü güçlendirecek yasal değişiklikler 2002 yılı Ocak ayı
sonuna kadar Bakanlar Kurulu’na sunulacaktır. 47. İyi
yönetişimin ve şeffaflığın geliştirilmesine büyük önem verilmektedir.
Bu amaçla, Bakanlar Kurulu, 2002 yılı Ocak ayı sonuna kadar şeffaflığı artıracak
ve haksız kazanç sağlamaya yönelik faaliyetlerle mücadele edilmesini sağlayacak bir
strateji kabul edecektir (yapısal kriter). 2002-2004
program süresinin geri kalanı için daha ileri somut adımlar bu planı baz alarak
belirlenecek ve sonraki program gözden geçirmelerine program koşulu olarak dahil
edilecektir.
İyi
dileklerimizle, Kemal
DERVİŞ
Süreyya SERDENGEÇTİ Ekonomiden
Sorumlu Devlet Bakanı
Merkez Bankası Başkanı |